Ana içeriğe atla

Eczacıbaşı Ferit Bey



İzmir, Osmanlı Döneminde hastane ve eczane bakımından İstanbul’dan sonra, İmparatorluğun en önemli vilayeti, aynı zamanda en önemli bitkisel drog ticaret merkezi idi.



İzmir’de bugünkü anlamda ilk eczaneler 19.yy’dan itibaren açılmaya başlamış olup, ilk eczane sahiplerinin tamamı gayri-müslimlerden oluşmaktaydı.

1890 yılında İzmir’de tümü azınlık kökenli olmak üzere 40 kadar diplomalı eczacı bulunuyordu. Bu dönemde İzmir’in nüfusu 500.000 civarındaydı. Türk Eczacılar ise 1900 yıllarının başından itibaren İzmir’de eczane açmaya başlamışlardı.

1922 yılına gelindiğinde, İzmir’de 50 eczane vardı. Bunlardan sadece 4’ü Türk eczacılara aitti. İşte o eczanelerden biri de Süleyman Ferit Bey’e ait Şifa Eczanesi’dir.


Süleyman Ferit Bey, 1886 yılında İzmir’in İkiçeşmelik Semti’nde Tuzcu Mescidi Sokağı’nda doğmuştur. Babası İzmir Belediyesi’nde başkantarcı olarak görev yapan Hacı Hafız Şakir Efendi, annesi Tokat’tan göç etmiş bir aileden gelen Şerife Hanım’dır.

Süleyman Ferit Bey, ilk mektebi, rüştiye ve idadiyi İzmir’de bitirdikten sonra İstanbul’a giderek eczacılık tahsil etmiştir. 19 Ağustos 1903 yılında Sivil Tıbbiye Mektebi’nin Eczacı Sınıfı’ndan 18 yaşındayken mezun olmuştur. Mezuniyet yaşından önce diploma aldığı için ihtisas kurasına katılamamıştır.


Hocalarının yardımıyla ihtisasını Ahmet Mithat Efendinin başhekim olarak görev yaptığı Şişli Etfal Hastanesi’nde tamamlamış daha sonra İstanbul’da açılan ülkemizin ilk Türk Eczanesi Sahibi Eczacı Hamdi Bey’in yanında bir süre çalışmıştır.

İzmir’deki ilk görevi Gureba-yı Müslimin Hastanesi eczacılığıdır. Ayrıca, bu sırada Bornova’da İlyadis adlı bir Rum eczacının sahibi olduğu Aristoteles Eczanesi’nde de bir süre çalışmıştır. Gureba-yı Müslimin Hastanesi’nde göreve başladıktan 1,5 yıl sonra Başeczacı Moiz Santo’nun Almanya’ya göç ederek görevinden ayrılmasından sonra 1907 yılında hastanenin başeczacılığına atanmıştır. Süleyman Ferit Bey, başeczacılığa atandıktan sonra yanında çalışanların Türk kökenli olmasına dikkat etmiş ve genç Türk Eczacıları yetiştirmeye önem vermiştir. İlk yetiştirdiği eczacılar arasında; Lütfü Asım, Fuat ve Lütfü (Krom) Beyler, Hasan Derman yer almaktadır.

Süleyman Ferit Bey, 1909 yılında, Tilkilik semtinde bulunan Eczane-i Umumi’yi (Pharmacie Internationale) 215 altın liraya satın alarak serbest eczacılığa başlamış, Gureba-yı Müslimin Hastanesi’ndeki görevini 1909’1910 yılları arasında fahri olarak devam ettirmiştir. İzmir Memleket Hastanesi’ndeki bu gönüllü çalışmaları nedeniyle, Süleyman Ferit Bey’e 1909 yılında Vilayet Encümeni tarafından şehrin şükran duygularının ifadesi olarak hastanenin fahri ‘Eczacıbaşılık’ payesi verilmiştir. Süleyman Bey de bu unvanı daha sonra soyadı kanunun çıkarılmasıyla birlikte aile soyadı olarak almıştır.

Süleyman Ferit Bey, satın aldığı Eczane-i Umumi’nin adını Kanaat Eczanesi olarak değiştirmiş ve müstahzar imalatına da başlamıştır. İşlerini geliştiren Süleyman Ferit Bey, 1911 yılında, Hükümet Caddesi’ndeki daha önce eczacı Kadızade Hüseyin Rifad tarafından kurulmuş ve sonra bir Rum eczacıya satılmış olan Şifa Eczanesi’ni, 250 altın liraya satın almış ve kısa zamanda burayı İzmir’in en ünlü eczanesi haline getirmiştir. Tilkilik semtindeki Kanaat Eczanesi’ni, Şifa Eczanesi’ne taşımış, Kanaat Eczanesi’nin bulunduğu yerde ise ilaç imalatı yapım işini sürdürmüştür.

O dönemin bir özelliği olarak haftanın belli günleri hekimler eczanelere gelerek hasta muayene etmişlerdir.1907 yılında, gazetelere verilen ilanlarda Şifa Eczanesi’nde bir poliklinik açıldığı ve yarım mecidiye ücret ödeyen herkesin aynı anda, birden fazla hekime Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri saat 09.00’11.00 arasında muayene olabileceği duyurulmuştur. Şifa Eczanesi’nin idaresi Süleyman Ferit Bey’e geçtikten sonra da bu uygulama sürdürülmüş, İzmir’in tanınmış hekimlerinden; Dâhiliye ve Kadın Hastalıkları Doktoru Hacı Hüseyin Zade Ethem, Hariciye Doktoru Nazmi, Çocuk Hastalıkları Doktoru Bakteriyolog Mehmet, Frengi ve Bel Soğukluğu Doktoru Şehri, Göz Tabibi Hayri Sarım, Kulak, Burun Boğaz Doktoru Niyazi, Asabiye Doktoru Hüsnü Zühtü, Şifa Eczanesi’nde hasta kabul etmişlerdir. Ayrıca, o dönemde, Şifa Eczanesi’nde hastaların kan, idrar, balgam gibi biyokimya tahlilleri de yapılmıştır.


Süleyman Ferit Bey, tıbbi müstahzar yapımına ilk eczanesi olan Kanaat Eczanesi’nin laboratuvarında başlamıştır. İlk tıbbi müstahzarı da Ferit Kuvvet Şurubu’dur.

1911 yılında, Birinci Beyler Sokağı’nda bir binada Eczacı Süleyman Ferit Darü’l-İstihzaratı (Eczacı Süleyman Ferit İlaç Üretim Evi) adını verdiği bir imalathane kurmuş ve hazır ilaç yapım işini genişletmiştir.1911 yılında gazetelere verdiği ilanlarda, ‘Müstahzarat-ı Osmani ‘den Ferit Şurubu’nun imaline başlandığını halka duyurmuştur.

Süleyman Ferit Bey, önceleri imalathanesinde; Ferit Sulfato Hapları, Ferit Kuvvet Şurubu, Ferit Hafakan Ruhu, Ferit Kınakına Hülasası, Ferit Müshil Şekeri, Katran Ferit, Selameti Ferit, Şifa Balık Yağı, Aspirin Ferit, Ferit Asitborik Merhemi, Ferit Kudret Hapı, Ferit Hint Yağı preparatlarını üretmiştir. Daha sonra bunlara, B-vital, Calci-Vital C, Hepa-Vital, Polivital, Poli-B, Hepamaltin, E-Vital, D-Vital, Calcivital, Pantenol, Viton, Septanon preparatlarını eklemiştir.

Süleyman Ferit Bey, ilaç imalatı yanı sıra diş macunu, diş tozu, diş suyu, saç suyu, tuvalet ve çocuk pudraları ile Altın Damla, Unutma Beni, Leylak, Dalya, Manolya, Yasemin, Yaz Yağmuru, Fujer, Limon Çiçeği gibi çok ün salmış kolonyalar ve benzeri kozmetik preparatların da imalatını yapmıştır. İmal ettiği ilk Türk kolonya, losyon ve kremleri bu alanda  bir sanayinin doğmasına yol açmıştır.

İmal ettiği Altın Damlası Kolonyası İzmir’in sembolü haline gelmiş, İzmir’i ziyarete gelen hemen herkes dostlarına hediye olarak bir şişe Altın Damlası Kolonyası alır olmuştur. Her yıl İzmir’in kurtuluşu olan 9 Eylül’de bütün ürünlerde büyük indirimler yaparak halka bir armağan olarak sunma geleneğini yaratmıştır.

Süleyman Ferit Bey, kozmetik preparat imalatına başladıktan sonra imalathanesinin adını Eczacıbaşı Süleyman Ferit Müstahzarat ve Itriyat Fabrikası olarak değiştirmiştir.

Süleyman Ferit Bey’in İlaç İmalathanesi aynı zamanda Osmanlı döneminde başlayıp, Cumhuriyet döneminde de faal olmuş İzmir’deki tek ilaç ve ıtriyat imalathanesidir.


15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali sırasında yağmalanan yerler arasında Şifa Eczanesi de bulunmaktaydı. Bu olaydan sonra Süleyman Ferit Bey, ailesiyle birlikte İstanbul’a Beylerbeyi’ne yerleşmiş, 1920 yılında, tekrar İzmir’e dönerek eczanesinin bitişiğindeki tatlıcı dükkânını satın alarak genişlettiği Şifa Eczanesini yeniden halkın hizmetine sunmuştur.

Süleyman Ferit Bey 17 Şubat 1923 tarihinde, İzmir’de düzenlenen Türkiye İktisat Kongresi sergisine tıbbi müstahzar ve kozmetik preparat çeşitleriyle katılmış ve büyük beğeni toplamıştır.

1980'li yıllarda kapanan Şifa Eczanesi bugünlerde Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde her hafta Cuma günleri 10-12 saatleri arasında hizmet vermeye başladı. 

Kaynak: Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi İnternet sitesi | http://eczacilik.ege.edu.tr/index.php/suleyman-ferit-eczacibasi-sifa-eczanesi/

İlk Yayın Tarihi: 27 Şubat 2017 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...