Ana içeriğe atla

Xinjiang : Atayurdu

İzmir'in ünlü fotoğraf sanatçısı Tahir Ün'ün 23 Kasım'da Resim ve Heykel Müzesi'nde sergilenmeye başlayan "XINJIANG: Ata Yurdu" isimli sergisi 8 Aralık'a kadar İzmirlilerin ziyaretine açık olacak...



23.Kasım - 08 Aralık 2012 - Saat: 10.00 - 18.00 
60 adet siyah-beyaz fotoğraf izlenebilecek. 
Sergi için 72 sayfalık bir albüm de hazırlandı.



Tahir Ün Kimdir? 




Tahir Ün, 1960 yılında Akhisar'da doğdu.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya fakültesini bitirdi. Aynı okulda iki yıl Sanat Tarihi Bölümü'nde Avrupa Sanatı eğitimi aldı.
Çağdaş Sanat Merkezi ve Kara Elmas Üniversitesi' nde fotoğraf eğitmenliği yaptı. 
Görsel sanatlarla ilgilenmekte ve İzmir' de yaşamaktadır.

“Xinjiang : Atayurdu” Fotoğraf Sergisi
2001 yılında yaşanan “9/11 Saldırıları” sonrasında, Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu ve kısmen Asya politikalarındaki değişim süreci, bugün pek çok İslam Ülkesi’nin köklü değişiklikleriyle devam etmekte. Ne yazıktır ki, Afganistan ve Irak bu sürecin başında yer alan insanlık suçlarıyla dolu çatışma alanları olmuşlardır.
Böylesine hassas bir dönemde, birkaç yıl önce Türkiye basınında oldukça yankı bulan ve çeşitli eleştirilere neden olan Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde çıkan olaylar Dünya’nın en önemli gündemlerinden biri gibi sunulmaya çalışılmış ve konuya uzaktan bakan herkesi kolayca etkileyebilecek raporlar hazırlanmıştı. Doğaldır ki, yüksek düzeyde duyarlık gösterenler de kökenleri tam da bu bölgeye, atayurtları olan Orta Asya’ya bağlanan bir millet olarak Türkler ve sonra da Dünya müslümanları olmuştu.
Geçtiğimiz yıl Çin’den gelen resmi bir proje daveti, bana bu bölgedeki yaşam koşullarına yukarıda sözünü ettiğim duyarlığın içinde bulunan bir fotoğrafçı olarak tanıklık etme şansını yarattı. Yaklaşık 20 gün süren yoğun tempolu ve programlı çalışmada, başta Uygur, Han, Kazak, Hui, Xibo ve Moğol olmak üzere çok sayıda etnik nüfusun bir arada yaşadığı Uygur Özerk Bölgesi’nin kuzeyinde, Urumçi – Ili – Bortala – Altay – Changji Özerk Yönetimleri altında yaşayan insanlarla sohbet ederek fotoğraflama olanağı buldum.
Bölgede gözlemlenebilen pozitif ayrımcılık laik din anlayışı, Uygurca ve Çince olarak çift dilli eğitim, üniversite sınavında sağlanan ek avantajlar, eğitim dili Uygurca olan üniversiteler, kamuda çift dilli yürütme, etnik kültürlerin ve kaybolmakta olan dillerin yaşatılmasına müze, yayın olanağı sağlama gibi uygulamalarla desteklenmekte. Buna karşın, müslüman nüfustaki yüksek doğum oranının ve karşılaştığım çocuk gelinlerin bana Türkiye’yi anımsattığına değinmeden edemeyeceğim.
Özellikle, Jiangsu-Xinjiang Yardım Projesi’nin endüstriyel gelişme, inşaat sektörü, insani yardım, hayvancılık gibi alanlarda önemli bir katkı sağlamakta olduğunu öğrenmek ve hibe konutlardan faydalananların mutluluklarına tanıklık etmek memnuniyet vericiydi.
Xinjiang Sosyal Bilimler Akademisi üyesi Uygur bilim adamı Turgunjan Tursun, bir röportajında 1980 sonrasında bölgedeki piyasa ekonomisi odaklı kalkınma hareketinin daha iyi eğitilmiş ve birbirine daha bağlı olan Hanlar ile Uygurlar arasında bir boşluk yarattığı saptamasını yapmaktadır. Bu görüşün yanısıra, bugün bölgede devlet tarafından ciddi yatırımların yapıldığını görmek mümkündür. Böylelikle artırılacak pasta payının adil dağılımının Tursun’un sözünü ettiği boşluğun kapanmasını hayli hızlandıracağı düşüncesindeyim.
Onlarca öykünün kahramanları arasına karıştığım bu yolculukta, ne yazık ki, her biri birer sergi olabilecek foto-öykülerin içinden derlenmiş bir seçkiyi sunabiliyorum. Belki bir süre sonra, her öyküyü ayrı ayrı yayınlama ve sergileme olanağı da bulabilirim.
Tahir Ün
İzmir, 29.Ekim.2012

                 İzmir'de Sanat
                 Fotoğraf Sergileri Facebook Sayfası

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...