Ana içeriğe atla

Kemeraltı'ndan Kapitalizm Geçmiş

Çok uzun zamandır Kemeraltı'nı gezmemiştim. Hep bir iş için gidip geldiğimden hızlı adımlarla terk ediyordum Kemeraltı'nı. Sağıma soluma bakamıyordum.

Bu sabah aheste adımlarla Konak Doğum Hastanesi'nin oradaki katlı otoparktan itibaren gezmeye başladım. Yine bir iş için gelmiştim Konak'a ama bu sefer vakit sıkıntım yoktu... 


İlk şoku Milli Kütüphane Caddesi'nin simge işletmelerinden olan bir zamanların efsane alışveriş merkezi Yeni Konak'ın artık yerinde yeller estiğini gördüm. Koskoca işletme yok olmuştu. Kemeraltı esnafı dostlarımdan öğrendiğim kadarı ile sahibi bir süre önde intihar teşebbüsünde bulunmuş. O tarihten itibaren bir daha düzelemediklerini tahmin ediyorum. Yazık olmuş sembol isme... Şimdi koskocaman kiralık afişleri asılı, hiç boş görmediğim bu binada. Alanyalı ailesine ait olduğunu öğrendiğim kocaman bina yeni sahibini bekliyor. Eski havasını yakalar mı? Hiç sanmıyorum. 

Hemen 10 saniye geçmemişti ki kafamı sağa çevirdim ikinci şoku yaşadım. Yılların Güzel İzmir Hanı (Kervansaray'ı) artık bir hazır giyim markasının mağazası olmuştu. İçinde Can Döner, 1.Nolu Altılı Ganyan Bayisi, Fotoğrafçı, parfümeri, berber, çay ocağı gibi bir çok farklı meslek erbabı yıllardır hizmet veriyordu. Ama kapitalist düzenle onlarında yolları kesişmiş belli ki. Uzun zamandır tadilattaydı. Restorasyon yapılıyor sanıyor, Can Döner'i tam karşı dükkana geçici bir süreliğine geçtiğini düşünüyordum. Yanılmışım... Meğerse bu gidişin dönüşü yokmuş... Büyük keyif almıştır yılların hanını satın alan giyim firması... Gerçi halen 1. derece SİT alanı olan binaya çivi çakamıyor ve üst katını kullanamıyormuş ama iş işten geçti. Artık mülkün sahibi onlar. Firmanın ismini özellikle zikretmiyorum. Bedavadan benim blogumda reklamı olmasın diye.

Beklediğimin aksine Kemeraltı'nın ana caddesi (Anafartalar) olağandan boş görünüyordu. Veysel Çıkmazı yerli yerinde duruyor. Salepçioğlu'da öyle... Öz Hacılar bir süre önce yine bir hazır giyim firması tarafından satın alınmış ve artık yerinde yeller esiyordu. Tatarlar ve Genç Hacılar'da AVM kurbanı olmuştu daha önce. YKM, Yeni Konak, Tatarlar ve Hacılar İzmir'in ilk AVM tadında firmalarıydı. Son gelişmelerden sonra kala kala YKM kaldı elimizde... 

Kestane Pazarı'na yöneliyorum. Başdurak Camii'sinin tam karşısındaki midye tavacılardan birisi mefta olmuş. Meydan'daki bir kasap ve bir aktarın yerinde yeller esiyor. İşin enteresanı yılların Turşucusu yok!

Dedemin ve babamın esnaflık yaptığı Şadırvanaltı mantocular çarşısı ise baştan aşağı yeni. Zaten hatırladığım 2-3 dükkan vardı onlarında yerlerinde yeller esiyor. 

Hisarönü'ne doğru dönüyorum. Kumda ve fincanda pişen kahveci Şükrü'nün ününden faydalanmak isteyen uyanık girişimciler, sağlı sollu kahveciler açmışlar. Sanıyorlar ki sıcak fincanda gelen telve ve iki kilimle iş bitiyor. Bu arada vaktiniz var ve karnınız açsa iki mekan önereceğim size. Bizim Lokanta ve Neşe Köftecisi. Neşe Köftecisi Hisarönü Camii'sinin tam arka kapısının karşısında. Bizim Lokanta ise Mirkelam Hanı içinde.

Kızlarağası Hanı'nın Hisarönü girişinde hemen sağda bu çarşının piri Mustafa Kazandı'nın Kazandı Hediyelik Eşya dükkanı var. 20 metrekarelik küçük dükkanının içinde 10 binden fazla çeşit olduğunu iddia ediyorum. Bu kadarı Hediyelik Eşya Fuarı'nda yoktur. Ama onlarda bu Fuar'dan muzdarip. Zaten kıt kanaat giden işleri Fuar nedeni ile iyice azalmış. Çok kısa bir olaydan bahsediyorlar. AVM'lerdeki ünlü bir dükkana mal veriyorlarmış. Bir gün vitrinde kendi verdikleri ürünlerden birisinin etiketinin 3-4 misli fiyat görmüşler üstünde. Şaşırmışlar bu fiyata satılabilmesine. Buna rağmen insanların Kemeraltı'ndan değilde oradan alışveriş yapmasını alışkanlıklara ve özentiye yoruyorlar. 

Kızlarağası'nı Cevahir Bedesten'inden terk edip hızlı adımlarla Kemeraltı'ndan uzaklaşmak istiyorum. Yol üzerinde daha önceden yıkıldığını bildiğim ama görmediğim eski Balık Çarşısı'nın yerle bir halini görüyorum. Yerine yeni bir şeyler yapılacak mı hiç bir fikrim yok. Ama bu kadar merkezi bir yeri iyi değerlendirmek gerek. 

Kısacası Kemeraltı'na uzun zamandır gitmemiştim. Benim gibi sizlerde gitmemeye devam ederseniz. 10 yıl sonra direnen iki üç esnafa muhtaç kalırız. Kemeraltı candır. Sayın Hakan Tartan'ın sorumluluk bölgesi alanında olan bu bölgeye de Alsancak kadar önem vermesini umarak yazıyı sonlandırıyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...