Ana içeriğe atla

Agamemnon Kaplıcaları

Milattan Önce 1200 yıllarında Ege’de, Truva Savaşı’nın ünlü komutanı Agamemnon, 10 yıl süren savaş boyunca askerlerini, savaş alanına en yakın olan ve günümüzde Balçova olarak bilinen bölgeye gönderir. Agamemnon, yaralı askerlerin kısa zamanda iyileşip geri döndüğünü görünce, kaplıca suyunun şifalı olduğunu keşfeder. Bir diğer rivayete göre de; yüzü ve vücudu yaralarla kaplı Agamemnon’un kızının bu sularda yıkanarak iyileşmesi ve güzelleşmesi üzerine, Agamemnon bu yörenin özel bir yer olduğuna inanır. Ve bu bölge tarihte Agamemnon Kaplıcaları diye anılır.

Zamanla bu bölgeye çağlarına uygun hamamlar, kapalı hücreler, mikroptan arınma yapıları ile çamur ve su havuzları yapılır.

Milattan Sonra birkaç yüzyıl özellikle de Doğu Roma İmparatorluğu dönemlerinde  Hıristiyanlığın o döneme özgü yalnız ruha değer veren ve cisme hor bakan görüşün de etkisiyle  yıkanma ve vücut temizliği günah sayılmış ve her kaplıca gibi Agamemnon Kaplıcaları da ihmal edilmiş ve harap olmuştur.

1415 yılında Osmanlılar tarafından İzmir’in alınması ve kaplıcaların eski önemine kavuşması sonucu diğer ılıcalar, kaplıcalar ve içmeler gibi Agamemnon Kaplıcaları da onarılmış ve tekrar şifa kaynağı olmuştur. 

Uzun yıllardan beri insanlık için şifa kaynağı olan kaplıcalarda, şimdi modern bir tesis olan; Balçova Termal Tesisleri bünyesindeki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, modern dünyamızın ve tıbbın insanoğluna sağladığı imkanları sahip olduğu doğal güzelliklerle kaynaştırarak hizmet vermektedir. 

Sağlık Turizmi açısından Türkiye'nin en önemli ve en kapsamlı görevini üstlenmiş olan Balçova Termal Tesisleri, şu anda ülkemizde bu işi yapan ilk ve tek merkezdir. Norveç Sağlık Bakanlığı ile yapılan antlaşma gereği son 12 yıldır her yıl 1100 - 1300 romatizmalı hasta merkezde tedavi almaktadır.

Tedavi Edilebilen Hastalıklar

- Inflamatuar Romatizmal Hastalıklar (Romatoid Artrit, Ankilozan Spondilit, Psoriatik Artrit, Kollajen doku hastalıkları vb.) 

-  Dejeneratif Eklem Hastalıkları (Kireçlenmeler) 

- Romatizmal Kas ve Yumuşak Doku Hastalıkları (Fibromiyalji, Periartrit, Tendinit, Bursit, Epikondilit vb.) 

-  Bel-Boyun Fıtık ve Ağrıları 

-  Kemik-Metabolizma Hastalıkları (Osteporoz, Paget Hastalığı, Gut vb.) 

-  Ortopedik ve Nörolojik Rehabilitasyon (Kırıklar, Felçler, MS, CP, Parkinson vb.) 

-  Spor Sakatlıkları ve Rehabilitasyonu 

-  Moral Motivasyon ve Kondüsyon Artırma Egzersiz Programları 

-  Geriatrik Rehabilitasyon Programları

Görsel: Kemeralti.com

Kaynak : Balçova Termal Tesisleri 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...