Ana içeriğe atla

Etme Cahil İle Muhabbet Kızdırırsın

Kısa yoldan Hıncal Uluç olabileceğini sanıyor olacak ki, saçma sapan çıkışlar yaptığı haberleri ile gündeme oturmaya çalışan acaip bir gazeteci peydah oldu Hürriyet'e. Savaş Özbey..

Geçtiğimiz hafta Çeşme'ye sataşmıştı. Bazı aklı selim İzmirli okuyucusu bu garibi kaale alarak hafta boyunca cevap vermiş. Ancak bugünkü köşesinde gelen bazı yorumları cevaplayarak saçmalamış yine zevat-ı kiram.

Diyecek tek şeyim var. Beğenmiyorsan gelme kardeşim Çeşme'ye...

Çeşme'yi beğenmiyor olabilirsin. Daha güzel yerler olduğuna inanabilirsin. Zevkler ve renkler tartışılmaz. Bunu gazetede köşene de koyabilirsin. Bu kimseyi rahatsız etmez. Ama bu düşüncelere rağmen ısrarla ve inatla Çeşme'ye gelmeye devam edersen, kuralları uygulayan devlet memuruna bizi görmezden gel biz kural tanımayalım teklifinde bulunursan, senin yazına yorum yapan ve senin gibi fikrini özgürce söylemeye çalışan okuyucuna laubali cevaplar verirsen, yukarıda yazdıklarımdan daha kötülerine de maruz kalabilirsin. O zaman haddini bil adam gibi cevap ver.

Kibar olamadım sanırım ama çok kızıyorum böyle tiplere.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...