Ana içeriğe atla

Alaçatı Ot Festivali

Amacı, içeriği, etkinlikleri ve tümüyle gönüllü çalışanlarıyla benzerlerinden ayrılan Alaçatı Ot Festivali,  7-8 Nisan 2012’de üçüncü kez düzenlenecek. 2010 yılında tek gün olarak başlayan, 2011 yılında iki güne çıkarılan Alaçatı Ot Festivali, Alaçatı halkının sahip çıkması nedeniyle artık geleneksel bir festival kimliğine kavuştu...

Alaçatı Ot Festivali
“En fazla ot çeşidini kim toplayacak”, “En güzel otlu yemeği kim pişirecek” yarışmalarıyla klasikleşen festival,  Alaçatı’nın doğal ve kültürel zenginliğini ortaya çıkarma amacı taşıyor.        
Festivalin ilk gün  programı, kortej yürüyüşüyle başlayacak.  İlk günün ana aktivitelerini, konser ve bütün konukların katılabileceği festival resepsiyonu oluşturacak. Akşam Alaçatı’yı seven tanınmış amatör gurmeler  tarafından yapılan yemekler, özel misafirlere ve jüri üyelerine sunulacak.
İkinci gün, heyecanlı yarışmalarla başlayacak. Alaçatı otlarından en çok çeşidi toplayan ve özelliklerini bilenler ile en güzel otlu yemeği yapanlar, jüri tarafından değerlendirilecek.  Her iki yarışmanın da birinci, ikinci ve üçüncüleri altın ile ödüllendirilecek.
Yarışmalar devam ederken, Alaçatı’nın ünlü restoranları birer çeşit spesiyaliteleriyle festival alanında stand kuracak. Yerel üreticiler yiyecek, içecek, çeşitli ot ve otlu ürünler sunarak damak ve göz zevkine hitap edecek.
Festivalin bir sürprizi de, ot yemekleri tarifleri içeren özel kitap. Her yıl festival kapsamında yarışan yemek tarifleri kitap haline getirilerek,  bir sonraki festivalde dağıtılıyor. Festivalin  ikinci yılında yarışan yemeklerin tariflerinin yer aldığı kitap,  bu yılki misafirlere dağıtılmak üzere hazırlanıyor.
Birinci yılda yüz bir çeşit ot toplanan yarışmada, ikinci yılda yüz otuz yedi çeşit ot toplayan Necla Erol birinci olmuştu.  Ot aşı yarışmasında ise, Güler Akgün “Karışık Otlu Muska Böreği” ile birincilik almıştı.
Alaçatı’nın nisanda ne kadar büyülü bir mekân olabildiğini görebilmek, ot kokusunun standlardan taşan kekik, fesleğen karanfil kokularına karıştığında nelere kadir olduğunu yaşayabilmek,  reçel, kekik balı, şarap, enginarlı pilav standlarına karışmak, daracık sokaklarda oturan yaşlıların yüzlerinde yılların göç tarihinin öyküsünü okuyabilmek için, baharın ilk günlerinde yapılacak festivale doğa dostu herkes davetli. Güzel geçecek bir yaza bizimle başlayın… Nisan’da Alaçatı’ya konuk olun. 
         Saygılarımızla,
        Alaçatı Ot Festivali  Organizasyon Komitesi
        Bilgi İçin:
        Tülin Onaner                                 533 381 55 97      
        Burak Önal                                     506 570 24 90           burakonal35@gmail.com
        Yaprak Uziş                                    532 423 75 96         uzisyaprak@hotmail.com
        Hıdır Göktaş                                  537 981 96 33           hidir.goktas@isbank.net.tr
 
PROGRAM AKIŞI: 7 NİSAN CUMARTESİ
Festival, saat 13.00’de festival korteji yürüyüşüyle başlayacak. Yürüyüşte, yerel giysiler giymiş halk, doğadan topladıkları çeşit çeşit otlarını araçlara yüklemiş kadınlar, Alaçatılı antikacıların dizayn ettiği araçlar, kısaca 7’den 70’e tüm Alaçatılılar ve konuklar yer alacak.
Kortej yürüyüşünün ardından, Pazaryeri Meydanında klasik müzik grubu festival konseri verecek. Aynı mekânda konserin ardından tüm Alaçatılılar’a ve konuklarımıza açık festival resepsiyonu verilecek. Akşam ise, amatör gurmeler tarafından hazırlanacak Ege yemekleri, sponsorlar ve jüri üyelerinin beğenisine sunulacak.
8 NİSAN PAZAR
11.00: 1001 Ot Yarışması –Alaçatı’nın otlarından en çok çeşidi toplayan ve özelliklerini bilenler arasından ilk üç dereceyi alanlar belirlenecek.
Ot Aşı Yarışması: Alaçatı’nın otlarıyla yemek kültür ve birikimini en güzel yansıtan üç yemek, ünlü gurmeler tarafından belirlenecek.
Birincilere her sene olduğu gibi büyük altın, ikincilere yarım altın, üçüncülere ise, çeyrek altın hediye edilkecek. Diğer katılımcılara ise, çeşitli armağanlar verilecek.
Ayrıca yarışmaların yapıldığı saatlerde Alaçatı’da faaliyet gösteren restoranlar,  birer ürünlerini sergileyecek.  Alaçatılı üreticiler otlarını ve yemeklerini,  diğer firmalar da kendi içki ve ürünlerini tanıtmak amacıyla standlar açacaklar. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...