Ana içeriğe atla

Edebiyatın İlham Perisi: İzmir

Melih Uslu - Yavuz Meyveci'nin Skylife Dergisi Ocak 2012 sayısında kaleme aldığı içinde İzmir geçen güzel yazısı... 

"Nobel edebiyat ödüllü Tomas Tranströmer’in şiirlerine konu olan İzmir’in, Homeros’tan Victor Hugo’ya, Yorgo Seferis’ten İhsan Oktay Anar’a dek pek çok ünlü ismin kalemine yansıdığını biliyor muydunuz?"...


Paris'teki ünlü Louvre Müzesi'nde büyük beğeni toplayan Smyrna Sergisi, İzmir'in tarihinin 8 bin 500 yıl önceye uzandığını kanıtlamıştı. Tarihte Ege Denizi’nin en önemli liman kentlerinden biri olan İzmir, Antik Çağ’da bir bilim ve sanat merkezine dönüşmüş. Bugünse termal, kongre ve kültür turizmi olanaklarıyla yılda beş milyon konuk ağırlamayı hedefleyen kent, Efes’ten Çeşme’ye uzanan dev bir hinterlanda sahip. Faytonların gezindiği palmiyeli caddeleri, cumbalı evleri ve tarihi pastaneleriyle dört mevsim bir turizm kenti olan İzmir’e edebiyatın penceresinden bakmaksa çok keyifli.

Hugo’nun Prensesi


Püfür püfür imbatıyla ünlü İzmir, Avrupa edebiyatının kaynağı sayılan İlyada ve Odysseia Destanları’nın yazarı Homeros’un doğduğu yer. Osmanlı döneminde Avrupalı entelektüellerin ilgisini çeken kent, 17. yüzyıldan itibaren pek çok ünlü seyyahı konuk etmiş. İzmirli yazar Yaşar Aksoy’un aktardığı bilgilere göre 1650’de Jean-Baptiste Tavernier, 1654’te Chevalier d’Arvieux, 1658’de Jean de Thevenot ve 1693’te Gemelli Careri peş peşe kenti ziyaret etmiş. 1678 yılında İzmir’e gelen Cornelius de Bruyn’un Küçük Asya’ya Seyahat isimli kitabı ise tarihteki ilk seyahatname örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Arkeometrinin öncü isimlerinden Jakob Spon’un 1675 yılında gelip İzmir hakkında kaleme aldığı kitap halen Berlin Kütüphanesi’nin en önemli eserlerinden biri. İngiliz gezgin Francis Arundell ise 19. yüzyılda İzmir’deki Müslümanların yaşamına ilişkin yazdıklarıyla dikkat çekiyor. İzmir ile anılan önemli edebiyatçılardan biri de Alphonse de Lamartine. Sultan İkinci Mahmut’un davetiyle geldiği İzmir’de bir süre yaşayan Fransız şair ve öykücü, yazılarında sıkça kente yer vermiş. İbn-i Batuta, Evliya Çelebi ve Kâtip Çelebi gibi dünyaca ünlü seyyahların eserlerinde de İzmir’e sıkça rastlıyoruz. Batılı seyyahların İzmir’e olan ilgisi 19. yüzyılda da devam etmiş. Bu yüzyılda Charles Texier başta olmak üzere 50’den fazla gezgin ve yazarın yolu İzmir ile kesişmiş. Victor Hugo’nun Les Orientales adlı kitabında İzmir’i bir prensese benzetmesi, kentin dünya edebiyatı içinde ne denli etkili olduğunu anlatan örneklerden.

İzmir Şairine Nobel


İzmir’i yazan edebiyatçıların Nobel’i alması da bir ilk değil. 1963 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Urla doğumlu Yorgo Seferis’in şiirlerinde İzmir çok önemli bir yer tutuyor. Son Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi İsveçli Şair Tomas Tranströmer de İzmir’i ziyaret edenlerden. 1960’lı yıllarda geldiği İzmir’e hayran kalan şairin burada edindiği izlenimlerle İzmir Saat Üç isimli ünlü şiirini yazdığı biliniyor. Şairin Türkçe’de Hüzün Gondolu ve İzmir Saat Üç isimli kitapları bulunuyor. İlk şiir kitabını 23 yaşında yayımlayan şairin İzmir’e geliş hikâyesi de ilginç. Dünyayı gezmek isteyen şair, Türkiye’yi de tanımak istiyordu. İsveç’te yaşayan Türk şair ve fotoğrafçı arkadaşı Lütfi Özkök’e durumu anlattı. Özkök onu Türkiye’deki arkadaşlarına yönlendirdi. Program yapıldı, Tranströmer yola çıktı. Türkiye’deki ilk durağı İstanbul oldu. Türk şairler kendisine yakın ilgi gösterdi. Onu bol bol gezdirdiler, akşam yemeklerine götürdüler. Oradan Bursa’ya geçti. Osmanlı’nın görkemli izlerine tanıklık etti. Derken İzmir’e yolu düştü. Kısa sürede İzmir’e hayran kaldı. İsveç’e dönerken gezmekten yorgun ama çok mutluydu.

İzmir Saat Üç

Hemen hemen bomboş sokakta az ileride
İki dilenci, birisi tek bacaklı
Ötekinin sırtında taşınıyor

Durdular - geceyarısı far ışığında
Donup kalan bir hayvan gibi
Sonra yürümeye devam ettiler
Ve okul bahçesindeki çocuklar gibi çabucak
Geçtiler caddeyi öğlen sıcağında
Sayısız saatler tıkırdarken uzayda.

TOMAS TRANSTRÖMER,
(Türkiye’de aynı adlı kitaptan)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...