Ana içeriğe atla

İzmir'de Nerelerde Yemek Yenir? VI

Kemeraltı'na her indiğimde çocukluğuma giderim. Hep güzel güzel bayramlık elbiselerin alındığı arife günlerini, tertemiz önlüklerin ve kırtasiye ihtiyaçlarımızın giderildiği okul öncesi dönemleri hatırlatır.

Adım adım bütün sokaklarını gezerdik bu tarihi çarşının.

Eh, günün yarısını harcayınca çarşıda, karnımızda acıkır bir yerlerde yemek yerdik. Öyle her yerde yemek yenmezdi. Heleki baban Kemeraltı esnafıysa...

O sıklıkla gittiğimiz bir kaç lokantadan biriside İnegöl Köftecisi'ydi. Bu alışkanlık bize annemden geçti. Kaç kere götürdü bizi oraya bilmiyorum ama şimdilerde hala gidiyorum...

Her gittiğimde olmasa da canım lezzetli bir yemek istediğinde veya ne yiyeceğime karar veremediğim her defasında giderim İnegöl Köftecisi'ne. Çünkü her kararsız kalışımı sonlandıran mekandır...

Ben çocuktum vardı burası, hala var. El değiştirdi mi bilmiyorum ama lezzetini hiç değiştirmedi.

Gider gitmez ilk söylediğim yoğurt olur. Çünkü çok severim burada verilen yoğurdu. Nerdeyse bir parmak kaymağı ile birlikte servis yaparlar.

Diyeceksiniz ki İnegöl Köftecisi'ni mi anlatıyorsun yoğurdu mu? Yoğurdunu önce anlatmak istedim.

Yaklaşık 50 kişilik kapalı alanında öğle saatlerinde yer bulmanız biraz imkansız gibi. Havalar güzelse dışarıda da 15-20 kişi yiyebiliyor. Sirkülasyon çok hızlı olduğundan biraz bekleyerek yerinize geçebilirsiniz. Bu yoğunluk asla size geç servis olarak sirayet etmeyecektir. Ne kadar yoğun olurlarsa olsunlar servis tam zamanında önünüzde oluyor.

Konak istikametinden girişten sonra Kemeraltı caddesinden giderken, Karakolu geçer geçmez sola doğru Kemeraltı Camisi'ne bir yol kıvrılır ve yaklaşık 20 metre sonra bir meydanlık alan gelir. İşte o meydana çıkar çıkmaz sağa doğru baktığınızda göreceksiniz İnegöl Köfteci'sini... Hemen kasabın yanında. 854 ve 855 sokaklara bakar dükkanın kapısı.

Kalabalıkta kendinize bir yer edinin ve bir porsiyon İnegöl Köfte, bir piyaz bende de bir yoğurt söyleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.


Hesap mı? Esnaf lokantaları kadar çok ucuz değil... Ama yukarıdaki menüyü içecekle birlikte 13-14 liraya yiyebilirsiniz. Lezzeti için değer bence...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...