13 Ocak 2021...
Miken Kralı Agamemnon'un ölümünün sene-i devriyesi...
Hakkındaki en büyük kaynak İlyada ve Odysseia'da, Truva savaşının tarihi bile tam olarak verilemezken, bu kadar nokta atış tarihi nasıl bulduğumuzu merak edenler olacaktır. Agamemnon ile ilgili kısıtlı kaynaklardan birisi ölüm tarihi olarak 13 Ocak olarak belirtmiş. Neye dayanarak bu tarihi belirtmiş bilmiyoruz. Amaç yolu İzmir'e düşmüş komutandan bahsetmek olunca, bırakalım tarihin doğruluğunun teyidini işin uzmanı tarihçiler araştırsın biz bu büyük komutanın trajik hayatına ve İzmir'in bu hikayedeki yerine odaklanalım...
Konuyu biraz saptıracak ama anılar depreşmişken bu anekdotu pas geçmeyelim. 1989 senesinde Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı finale kalan Galatarsaray'ın rakibi Steau Bükreş olmuştu. Serinin ikinci maçı, Galatasaray'a verilen ceza nedeni ile İzmir'de oynanacaktı. Hagi, Petrescu, Piturca, Lacatus gibi isimleri kadrosunda bulunduran Rumen ekip kamp yeri olarak İzmir'in tek futbol sahasına sahip oteli olan Balçova Termal Tesisleri'ni tercih etmişti. Yani Agamemnon Kaplıcaları'nı. Bu tercihle Avrupa'nın ve dünyanın en önemli futbol organizasyonunda en iyi 4 takımı yakından takip eden medyanın gözlerini Balçova'ya dikmişti. Rumen takımının fizik gücü çok kuvvetli olan oyuncularını maçtan 5 gün önce bir kaplıcada kampa alması, onların ilk maçta aldıkları farklı galibiyetle birlikte finale hazırlanmak için özel bir seçim yaptığını gösteriyordu. Neyse bu başka bir anı konusu. Asıl konumuza dönelim.
Aslında Homeros'u dünyaya tanıtan da bir başka İzmirli olan Homeros'tur. Batı edebiyatının ilk eserlerinden İlyada ve Odysseia'yı kaleme alan Homeros sayesinde, dönemin Miken Kralı Agamemnon'dan dünya haberdar olur. Kardeşi Sparta Kralı Menelaos'un karısı Helen'in, Truva prensi Paris tarafından kaçırılması üzerine topladığı donanmayla, Truva'yı 9 yıl kuşatarak yıpratan komutan olan Agamemnon, uzun süren savaş koşullarında yaralanan askelerinin tedavisi için Balçova'da bulunan şifalı suları kullanmış. Agamemnon İzmirli değildir ama İzmir'e iz bırakmış bir komutandır...
Agamemnon'un hayatı aslında biraz trajiktir, bu trajedide kendisinin statüsü, inançları, dönemin şartları ve kişisel özelliklerinin de etkisi bulunmaktadır elbette. Yunanistan yarımadasının bir kısmını yöneten kardeşi Menelaos, Truva Krallığı'nın elçisi olarak ağırladığı Truva Prensi Paris'in ülkesine dönerken, güzeller güzeli karısı Helen'i kaçırması üzerine onurunu kurtarmak üzere büyük bir sefere hazırlanır. Hem gidip karısını geri alarak onurunu kurtaracak, hem Truvalılara unutamayacakları bir ders verecektir. Buraya kadar olan kısmı zaten Truva filmini izlediyseniz hatırlarsınız.
İşte bu büyük sefere orduları hazırlamak Agamemnon'un görevidir. Agamemnon, Menelaos'un kardeşi, Yunan yarımadasının küçük bir kısmı ve tüm Ege Adaları'na hükmeden Miken Kralı idi. Donanması çok güçlüydü ve hazırlıkları yapıp sefere çıkacağı sırada birden rüzgar kesilmiş ve donanma limanda mahsur kalmış. Bunun üzerine Av Tanrıçası Artemis'e kurban vermeye karar vermiş. Kurban olarak da kızı İphigenia'yı seçmiş. Neyse ki Artemis, bir geyik indirerek, İphigenia yerine kurbanı edilmesini istemiş ve rüzgarları serbest bırakarak, donanmanın hareket etmesini sağlamış. Ancak lanetli Tantalos'un torunu Agamemnon'un, karısı Clytemnestra bunu hiç bir zaman affetmemiş.
Truva'nın güçlü ve korunaklı yapısı savaşın uzun süreceğini göstermiş. Komutan Agamemnon ise kendi kuşatıp, zor duruma düşürmeyi planlamış. Kuşartmanın etkili olabilmesi için de hem denizden hem karadan Truva ülkesini kuşatmaya başlamış. Çevresel kuşatmalar devam ederken, Bergama'daki çatışmaların ardından tanıştığı bir kahinden daha güneye yani Smyrna'ya inmesi halinde şifalı sularla karşılaşacağını öğrenmiş.Böylece yaralı askerlerin tedavi ettirerek bir an önce görevlerine dönmelerini sağlayabilme düşüncesi hasıl olmuş. Şimdi Çatalkaya olarak bildiğimiz Corax Dağı'nın kuzey-doğu eteklerinden çıkan şifalı suların mikroplardan arındırdığı ve hızlı bir şekilde iyileştirdiğini öğrenen komutan, donanmasını İzmir Körfezi'ne yönlendirmiş. Hatta bir rivayete göre yüzü yaralar içinde olan kızı Elektra'yı da burada tedavi ettirmiş.
Askerlerinin hızla iyileştiğini gördükten sonra bölgeye mikrop arınma hamamları, balçık odaları, kaynar su bölümleri yaptırmış. Bu hareketlilik sayesinde dağın eteklerinde bulunan bu bölgeye doğru yerleşim artmış. Daha önce bölgenin sahil kısmına daha yakın yerleşmiş olan halk (şimdi İnciraltı/Sahilevleri) hem güvenlik hem ticaret ihtiyacı ile şimdiki Balçova ile Narlıdere sınırının olduğu Ilıca bölgesine yerleşmiş.
Zaman zaman gür akan (şimdiki adıyla Ilıca) dere üzerine köprü yaptırmış ve hatta o köprünün iki başına Yunan ülkesini hatırlatacak Korint sütunları oturtmuş. (Günümüzde bu başlıklar yerinde olmasa da 1800'lü yıllarda seyyahların yaptığı gezilerde bu sütunlardan bahsedildiği görülmektedir. Yine bölgeye kuyular, hamam kubbeleri yaptırdığı söylense de şimdilerde bunların çok azı bulunmaktadır.)
Agamemnon'un hayatındaki bir trajedi de savaşta çok başarılı işler çıkaran Akhilleus (Aşil) ile arasında bir kadın uğruna olmuş. Dedik ya lanetli Tantalos'un torunu Agamemnon'un hayatı trajedi diye.Savaşın çevresel kuşatması sırasında bir rahibin kızını zorla alıkoymuş. Fakat rahip dişi çıkmış ve Apollon'un desteği ile Agamemnon'un üstüne saldırmış. Agamemnon'da daha fazla ortalık karışmasın diye kızı babasına geri göndermiş. Ama kral egosu bunu hazmemedemiş olacak ki, daha önce Akhilleus'a sunduğu güzel Briseis'i gidip ondan geri almış. Akhilleus kendisine hediye edilen Briseis'i kaptırmanın gurur kırıklığı ile komuta ettiği ordularını savaş alanından çekmiş. Bu Truva'lıları cesaretlendirmiş ve karşı saldırı ile Agamennon'u zora düşürerek masaya oturtmuş.
9 yıldan fazla süren savaşın sonunu biliyorsunuz. Zafer elde eden Yunan orduları bu gururla ülkelerine dönerken, Agamemnon yanında dünyalar güzeli Cassandra'yı eş olarak götürmüş. Yıllardır onu kuzeni Aigistos ile aldatan karısı bu kumayı kabullenmemiş ve bir 13 Ocak günü dinlenirken kocası Agamemnon'un sevgilisinin yardımı ile katletmiş.
Büyük komutanın trajedilerle dolu hayatı da böyle trajik sona ermiş. Merak etmeyin çocukları, babasının intikamını almışlar..
Balçova'daki kaplıcalara adını veren Agamemnon'nun hayatından bazı kesitler bu şekilde.
Sıcak su kaynaklarının oluşturduğu balçıklarla dolu bölgeye Agamemnon'dan yaklaşık 2600 yıl sonra gelen Osmanlı ise bölgeye Balçık Havi demiş. Yıllar içerisinde havi bölgenin özellikleri ile ovaya dönüşmüş ve bugünkü adı ile Balçova olarak kalmış.
Miken Ülkesi'nin kralı olarak Ege'deki adalara hükmetmiş, Truva Savaşı'nın kazanılmasını sağlamış başarılı bir komutan olan Kral Agamemnon'un İzmir'le bağı böyle. Bundan sonra Balçova Kaplıcaları'na gittiğinizde ya da Kaya Thermal Oteli'nin bahçesinde dolanırken daha bilinçli geziler yapabilirsiniz.
Görsel ve Yazılı Kaynaklar:
https://okuryazarim.com/miken-krali-agamemnon/
https://www.britannica.com/topic/Agamemnon-Greek-mythology
https://www.balcovatermal.com/kurumsal/tarihcemiz/1/
http://balcova.gov.tr/tarih
http://okocana.blogspot.com/2019/02/balcova-kaplcalar-agamemnon-tarihi.html
https://www.thoughtco.com/how-did-the-greek-king-agamemnon-die-111792
AGAMEMNON ile ilgili blogumuzdaki diğer yayınlar
Yorumlar
Yorum Gönder