Ana içeriğe atla

Necati Cumalı

Türk Edebiyatı'nın güçlü kalemlerinden birisi olan Necati Cumalı, kullandığı sade ama etkileyici dil ile hayatı ve insanları eserlerine olduğu gibi yansıtabilmeyi başarmış, 20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli yazarlarındandır. 
Eserlerinde, anlaşılır olmaya önem vermiştir ve bu konuda Stendhal'ı örnek aldığını belirtmiştir. Garip akımı ile aynı yıllarda şiir yazmaya başlamış olmasına ve yakın arkadaşlarının pek çoğunun bu akımdan etkilenmiş olmasına rağmen Cumalı, eserlerinde farklı bir yol izlemeyi seçmiştir. 

13 Ocak 1921 tarihinde, şu anda Yunanistan sınırları içinde bulunan Makedon kasabası Florina'da dünyaya geldi. Doğduktan kısa süre sonra yapılan Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi'nin ardından, o dönemdeki pek çok Türk ailenin yaptığı gibi Türkiye'ye göç eden ailesi, İzmir'in Urla kasabasına yerleşti. Florina'da yaşadığı dönemi hatırlayamamasına rağmen, ailesinden dinlediği Makedonya hikayeleri üzerine aldığı notlar ve yaptığı birkaç ziyaret sayesinde, yazdığı iki kitapta o dönemi anlattı. Bu kitaplardan ilki olan "Makedonya 1900"de yer alan Dila Hanım hikayesi daha sonra filmleştirildi. Dönemi anlatan diğer kitabı "Viran Dağlar"da ise, babasının dayısının oğlu Zülfikar Bey'in hikayesini anlattı.

Çiftçilikle uğraşan bir ailenin çocuğu olan Cumalı, ilkokul yıllarını Urla'da geçirdikten sonra, İzmir Atatürk Lisesi'ne yatılı olarak girdi. 1941 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu ve Ankara Toprak Mahsülleri Ofisi'nde çalışmaya başladı. 1945 yılında Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde çalışmaya başlayan Cumalı, 1948-1957 yılları arasında İzmir'de avukatlık yaptı. İzmir'de avukatlık yaptığı sıralarda, Ege Bölgesi'nin pek çok köy ve kasabasına ziyaretler gerçekleştiren Cumalı, edindiği izlenimlerden yola çıkarak, daha sonra film olarak uyarlanıp Metin Erksan tarafından çekilen ve Türkiye'ye ilk uluslararası sinema ödülünü kazandıran "Susuz Yaz" eserini yazdı. Bu kitap, Ege topraklarında yaşam mücadelesi veren halkın hayatını yansıtmaktadır.

1957-1959 yılları arasında, Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Ateşesi olarak görev yaptı. 1959-1963 yılları arasında da, İstanbul Kanatlarımın Altında Radyosu'nda redaktör olarak çalıştı.


1963 yılından itibaren hayatını yazarak kazanmaya başlayan Necati Cumalı, 1970'te İstanbul'a taşınarak kendisini bütünüyle sanatına adadı. Yugoslavya, Bulgaristan, ABD, Sovyetler Birliği, İran, Yunanistan ve Çekoslovakya'dan davetler aldı ve bu ülkelere ziyaretler gerçekleştirdi.

Yazdığı şiirler 1940'lı yıllardan itibaren, Varlık, Servet-i Fünun, Yeni İnsanlık gibi dergilerde yayınlandı.

Necati Cumalı, 10 Ocak 2001 tarihinde, karaciğer kanseri sebebiyle İstanbul'da hayatını kaybetti. Çok sevdiği Urla kasabasındaki evi, Kültür Bakanlığı'nın çabaları ile müze haline getirildi. Necati Cumalı'nın İstanbul, Beşiktaş Vişnezade'deki Şairler Sofrası'nda bir heykeli bulunmaktadır.

Acı Tütün, Zeliş, Tütün Zamanı, Makedonya, Yağmurlar ve Topraklar, Susuz Yaz, Yakubun Koyunları, Yalnız Kadın gibi ödüller kazanmış eserleri bulunmaktadır. 

Yapıtları

Şiir: Kızılçullu Yolu (1943), Harbe Gidenin Şarkıları (1945), Mayıs Ayı Notları (1947), Güzel Aydınlık (1951), Denizin İlk Yükselişi (1954 - İlk üç kitabı ve yeni şiirleri), İmbatla Gelen (1955), Güneş Çizgisi (1957), Yağmurlu Deniz (1968 son iki kitabı ile yeni şiirler), Başaklar Gebe (1970), Ceylan Ağıdı (1974), Aç Güneş (1980), Bozkırda Bir Atlı (1981), Yarasın Beyler (1982).

Öykü: Yalnız Kadın (1955), Değişik Gözle (1956), Susuz Yaz (1962), Kitaba adını veren ilk öykü Metin Erksan tarafından beyaz perdeye aktarıldı (1963). Aynı öykü oyunlaştırılarak Şehir Tiyatroları'nda temsil edildi (1968), Ay Büyürken Uyuyamam (1969), Makedonya 1900 (1976), Kente İnen Kaplanlar (1976).

Roman: (1959 - Zeliş adıyla 1971), Yağmurlar ve Topraklar (1973), Acı Tütün (1974), Aşk da Gezer (1975).

Oyun: Mine (1959), Oyunlar I (1959 - Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri), Oyunlar II (1969 - Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar), Oyunlar III (1969 - Nalınlar, Masallar, Kaynana Ciğeri), Oyunlar IV (1969 - Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol), Oyunlar V (1973 - Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb'un Yumurtası), Oyunlar VI (1981 - Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte, Yaralı Geyik).

Deneme: Niçin Aşk (1971), Senin İçin Ey Demokrasi (1976), Etiler Mektupları (1982).

Günce: Yeşil Bir At Sırtında (1987).

Kaynaklar: Biyografi.info
                http://internettv.meb.gov.tr/R310/R310_6.mp3
                Arife Gülsün Blogu
                Urla H.E.M.     
Görsel : https://www.yenibakis.com.tr/images/haberler/2020/01/necati-cumali-urla-da-anildi.jpg

İlk Yayın Tarihi: 10 Ocak 2013

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...