Ana içeriğe atla

Çakma Kumrucular

Blogumuzun adını aldığı Yengen, bilindiği üzere İzmir'in kendine has lezzetlerinden Kumru'nun en meşhur ve lezzetli çeşitlerinden birisinin adı. Dolayısı ile İzmir'in çeşitli semtlerinde kumrucuların olması kadar normal bir şey yok. Ancak sayı arttıkça bu kumrucuların yaptıkları yiyeceğin geleneksel lezzetten giderek uzaklaştığı da bir gerçek...


Zamanında Çeşme'de ünü ülkeye yayılacak kadar güzel kumru yapan bir kaç kumrucudan birisi olan Şevki, globalleşen dünyaya ayak uydurarak franchise sistemine girdi ve kentin bir çok bölgesinde fabrikasyon kumrular yapmaya başladı.  Tabi ki bu fabrikasyon üretim, orjinal lezzetten uzaklaşmalara sebep oldu. Mesela kumrunun vazgeçilmezi olan sayas peyniri yerini kaşar peynirine bırakmıştı. Kumrucu Şevki yapar da diğerleri durur mu? Bir kaç gelenekselci haricinde hemen hemen tüm kumrucular kaşarı benimseyerek maliyetlerde düşüşle karlarını arttırdılar. 

Geçtiğimiz günlerde bu tip uzaklaşmaların daniskası ile yüzleştik. 

Balçova Kipa'nın tam kapısının karşısında bir kaç yıldır hizmet veren Kumrucu Dede(!)'ye oturduk yengenizle birlikte. Bir yengen bir de söğüş siparişi verdik ayıptır söylemesi. Tam iftar saati olmasına rağmen çok bir yoğunluk yoktu hepi topu 3 masaydık.

2-3 dakikayı geçmeyen bir sürede söğüş ve kumru aynı anda geldi. Şaşırdık çünkü daha içecekler bile gelmemişti ki bu ender rastlanan bir durumdu. 

Ancak işin ilginç tarafını önümüze gelene baktığımızda anladık. 

Kumru diye getirdikleri şey bildiğiniz bol susamlı bayat hamburger ekmeğine yapılmış bir karışık sandviçti. Kumruculukta son nokta dedirten cinsten... 

Sunarken kumru ekmeğimiz kalmadı bu defalık mazur görün dese sorun çıkmayacak. Münakaşaya girmeden hızlı sistem yiyebildiğimizi yiyip kalktık. Hesap ta çok uygun değildi açıkcası. Neyse bizim bir adetimiz var, bizi keriz yerine koymaya çalışan mekana bir kez daha para kazandırmıyoruz. Bundan sonra da Allah bol kazançlar versin onlara ama hak ederlerse. Biz yokuz ...

Resim 2'de Ege Telgraf Gazetesi'nin 9 Aralık 2012 tarihli haberini görebilirsiniz. Mekanın sahibi çok güzel anlatmış kumru ekmeğinin nasıl olması gerektiğini ancak yazılanlarla karşılaşacaklarınız birbirini örtmemekte. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...