Ana içeriğe atla

Tramvay Hattı Geliyormuş ?

Yeni Asır'ın bugün yaptığı habere göre geçtiğimiz yerel seçimler öncesinde Aziz Kocaoğlu'nun vaatleri arasında yer alan Tramvay Projesi, yeni seçimlere 1 yıldan az kala Ulaştırma Bakanlığı tarafından onaylanmış ve Bakanlar Kurulu'na imzaya sunulmuş...



Yazıya göre; "Projenin toplam yatırım tutarı 332 milyon lirayı bulacak. Alaybey-Karşıyaka-Mavişehir arasında hayata geçirilecek Karşıyaka Tramvayı'nın uzunluğu ise 10 kilometre olacak. 16 istasyon ve 17 araçlı olarak hizmet verecek proje için 259 milyon lira harcanacak. Toplam yatırım tutarı 591 milyon lirayı bulan iki projenin yüzde 25'i Büyükşehir Belediyesi öz kaynaklarından, geri kalanı ise Hazine garantisiz dış proje kredisiyle finanse edilecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi 11 Mart 2013 tarihinde her iki projenin de 2013 yılı yatırım programına alınması için başvuruda bulunmuştu." [1]

Ve yine yayına göre; "Üçkuyular Metro İstasyonu'ndan başlayarak Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'nın kara tarafından Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Heykeli'ne kadar uzanan hat, Swissotel Büyük Efes'in arkasıdaki Şehit Nevres Bulvarı'ndan Montrö Meydanı ve Şair Eşref Bulvarı'ndaki orta refüjden geçerek TMO siloları önüne ve oradan da Şehitler Caddesi'ni takiben Halkapınar Metro İstasyonu'na ulaşacak."


Şimdiye kadar neden bu kadar süre beklenildiği çok merak etsek de esas sormak istediğimiz başka sorular var. 



Örneğin; F.Altay - Halkapınar hattının geçiş istikametinde sahil bulvarı otoparkları, Şair Eşref'te de yol ortası otoparkları yer alıyor. Bu haberden anladığımız bu otoparklar ortadan kalkacak. Peki doğru anladıysak hali hazırda yeterli olmayan bu otoparklar da kaldırılırsa oluşacak park sorunun nasıl gidermeyi planlıyorlar? 



İkinci sorumuz ise neden devlet garantisi yok? Türkiye'nin iktidar partisinin yönettiği belediyelere sınırsız devlet imkanı sağlanırken, İzmir'e değil imkan, garantör olmamak ta neyin nesi? 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...