Ana içeriğe atla

EXPO 2020 İçin İnciraltı İyi Bir Seçim mi?

EXPO 2020, İzmir için çok büyük bir adım şüphesiz. Ancak Mimarlar Odası ve Şehri Planlamacıları Derneği tarafından sürekli mahkemelere taşınıyor. EXPO 2020 İzmir Yönlendirme Kurulu tarafından da sürekli bu iki dernek kötülenip halkın önüne atılıyor. 

Acaba hangi kurum haklı? 


Kentimizi bu kadar yakından ilgilendiren ve gün itibari ile 154 gün sonra neticenin belli olacağı seçim öncesinde hala muallakta kalan konular, halkın bilmediği başlıklar var. 

İzmirlinin hakkı değil midir kentin geleceğini ilgilendiren detaylı bir açıklama yapmak. 

Sağlık temasının olacağını ve İnciraltı'nda yapılacağını biliyor herkes. Ancak detayları, perde arkasındaki davaları neden bilmiyor insanlar? 

Neden Mahmut Özgener, Işınsu Kestelli gibi isimler yolun başında terk etti gemiyi? Onların gördükleri neydi? 

Biraz araştırınca Şehir Planlamacıları ve Mimar'lara hak veriyor insan. Ama elbette EXPO 2020 İzmir Yönlendirme Kurulu yöneticilerinin bildikleri bir şeyler vardır. 

Bakın biz biraz inceledik. Detaya inmedik henüz. Gerekirse ineceğiz elbet. 

İlk olarak EXPO heyeti tarafından 2020 İzmir tanıtımı amacıyla EXPOİzmir ve Youtube paylaşım sitesine konulan 3 boyutlu İnciraltı Filmini izleyin önce. 


Videodan da görüldüğü üzere çok teknik ve detaylı bir şekilde hazırlanan bir video var. Ama dikkatli bakınca bazı detaylar mide bulandırıyor. 

Örneğin Kent Ormanı'nın yerinde yeller esiyor bu görüntülerde. Hoş, Orman Bakanlığı, Kent Ormanı'nın yerleşkeyle alakalı olmadığıı açıklasa da görüntülerde bal gibi Kent Ormanı'nın yerinde pavyonların olduğu görülüyor. Özellikle Avrupa, Afrika ve Asya pavyonları tam da ortasında. 

Yine itiraz konusu olan lagünün yok olması konusunda ise biraz temkinliyiz. Lagün yok olmuyor belki ama lüks bir alışveriş merkezinin süs havuzuna dönmüş.

Esas önemli soru ise şu;

Diyelim ki EXPO kazanıldı ve başarı ile tamamlandı 2023 yılında bu tesislerin ne olması ön görülüyor? Pavyonlar ne olacak? Tesisler kim tarafından yönetilip, işletilecek?

Bütün bu varsayımlar ve öngörülere göre EXPO için daha uygun bir yer seçilemez miydi?

Savunma yapacak olanlar İnciraltı'nın şu an ki durumundan çok daha iyi olacağını, şu anki halinin çok mu güzel olduğunu söyleyeceklerdir? Şu anki kötü durumun sorumlusu İzmirli midir? Yoksa İzmir'i yönetenler midir?

Gaziemir'e yeni bir fuar alanı yapılırken bir de EXPO alanı yapılamaz mıydı?
Kültürpark bütün bu etkinlikler için yenilenemez miydi? Yerleşke Kültürpark olamaz mıydı?

Sorularımıza cevap aramaya devam edeceğiz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...