Ana içeriğe atla

Derekahve

Havalar çok soğumadan Goruk Şerbeti bitmeden bir kere Tire'ye gidin Derekahve'yi bulun ve oturun tadına bakın.

Derekahve, yıllardır Tire'de es geçtiğimiz ama hata ettiğimiz bir yermiş meğerse. Burnumuzun dibinde minyatür bir Karadeniz varmış ta haberimiz yokmuş.

Tire Belediyesi 12 sene önce burayı mesire alanına çevirmiş ve bir de güzel kahve açmış yanıbaşına...


 
Tahmin edebileceğiniz üzere bir Tire kaçamağı yaptık plansız. Nefisti.

Tavsiye ederiz mutlaka Derekahve'ye gidin. Havalar güzelken tadını çıkartın. İsterseniz su kenarında piknik yaparsınız isterseniz kafede oturursunuz ya da restaurantta yemek yersiniz. Nasıl isterseniz. Fiyatlar çok makul. Ama yer bulmak biraz zahmet ve sabır istiyor. Bu arada tüyoyu vereyim. Derekahve'de Tire Köftesi yok. O nedenle bence Tire Çırapazarı'nda oturup güzelce Tire Köftenizi yiyip, yukarı öyle çıkın. Kahvenizi de sakın aşağıda içmeyin.

Tire'nin içinden Hükümet Meydanı'na gelince Atatürk Bulvarı'nı takip ederek yukarıya çıkacak ve sonra Neslihan Caddesi'ne gireceksiniz. Sizi sokak arasında asfaltın ve beton yığınlarının arasında bir minyatür kemer köprü karşılayacak. Doğru yoldasınız. Bir zamanlar buradan su geçiyormuş. Köşeyi dönünce göreceksiniz. Yeşillik ve su sesi bizi doğrulayacak.

Su başında Ayazma Kilisesini göreceksiniz, taşıma suyla döndürülen değirmeni göreceksiniz. Çok büyük ve saatlerce gezebileceğiniz bir yer değil ama saatlerce oturup dinlenebilirsiniz.

Sonbahar'da da ayrı bir güzel olduğunu Derekahve'nin internet sitesindeki fotolardan anladım ama o zamanda Goruk Şerbeti yok maalesef.



http://www.derekahve.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...