Ana içeriğe atla

İzmir'de Halk Oyunları ve Dernekleri IV

Yazı dizisi haline gelen "İzmir'de Halk Oyunları ve Dernekleri" başlıklı yazımın yeni bölümünde yine köklü bir derneği anlatmaya çalışacağım.

İlk yazımda bazı yöreler dendiğinde akla gelen derneklerin isimlerini söylemiştim. Üsküp ve Van yörelerini İzmir'de en detaylı sergileyen, ısrarla repertuarında bulunduran dernek yani Sümhoter'den bahsetmek istiyorum biraz...


Küreselleşen dünyanın kapitalist düzeni altında can çekişen memleketimin başarısız ve bağımlı ekonomik politikaları neticesinde, ülkemizin tekstil damarı Sümerbank, tarihin müzelerinde yerini almıştı. Sümerbank ki, üretilen tekstil hammaddesini, direk üreticiden alarak ülkemizin bir tekstil devi olmasını sağladığı yetmezmiş gibi kazandığı paralarla birilerini zengin edeceğine kendi bankasını kuran örnek bir sanayi projesiydi. Ayrıca sadece üreticinin yanında yer alan bir devlet müessesesi değildi. Kültür Sanat etkinlikleri ile de gündem de yer alıyordu. İşte 1973 yılında Sümerbank'ın Folklor kolu olarak kurulan Sümer Halk Oyunları Topluluğu'da bu kültürel girişimlerden birisidir.

Sümhoter'in kurucu başkanı Bülent Yıldırım, İzmir'de halk oyunlarının gelişmesinde önemli bir yere sahiptir. Kurucu başkanın 33. yıl mesajında belirttiği gibi (şimdilerde 37. yıl) onbinlerce gencin Türk Halk Oyunları ile tanışmasına vesile olmuş bir dernekten bahsediyoruz. Sümhoter sadece Halk Oyunları dalında başarılı işler yapmamıştır. Resim ve klasik müzik dallarında da çok başarılı olmuş sanatçıların gelip geçtiği bir eğitim kurumu olarakta gurur duyulacak bir hizmette bulunmuştur.

Yıllar içerisinde Türk Bayrağını onlarca ülkede temsil etmiş, Türk Halk Oyunlarının tanıtımına vesile olmuştur.

Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi İzmir'de faaliyet gösteren her derneği sembol yöreleri vardı. Sumhoter'in simgeleşen yöreleri Van ve Üsküp'tür. Üsküp yöresinin dernekte çok uzun yıllardır lokomotif yöre olmasının ve İzmir'de hayat bulmasının sebeplerinden birisi de yörenin eğitmeni ve aynı zamanda derneğin müdürü Seyfettin Çiftlikli'dir. Yaşıtları tarafından Sefer Aga, öğrencileri tarafından ise Sefer Hoca olarak tanınır. Şahsen benimde hocalığımı yapmış birisidir. Yöresine hakimiyeti, öğretiş disiplini sayesinde İzmir'de Üsküp yöresi dendiğinde akla gelen isimlerden birisidir. Derneğin bir diğer sembol ismi ise Çınar Yıldırım'ı İzmir'de halk oyunları oynamış herkes tanıyacaktır. Ya bir halk oyunları gösterisi ya da bir yarışma kadrosunda veya seyircileri arasında yer aldıysanız, yarışmayı sunan gür ve tok sesli kişi Çınar Hoca'dır. "Bahçası var narı var, ayvası var narı var atamızdan yadigar bizde Atabarı var.... Evet sayın seyirciler Artvin Yöresi oyunları ile ........... Derneği karşınızda" bu anons Türkiye'ye Çınar Hoca tarafından kazandırılmış olabilir. Size de tanıdık geldiyse tabii...

Yıllarca Halil Rıfat Paşa'da faaliyet gösteren dernek 5 yıl kadar önce merkezini Bahçelievler semtine taşımıştır.

Bu yazıyı yazarken incelediğim dernek sitesi, İzmir'in en aktif ve güncel dernek sitesidir. Geçmişten geleceğe bir kültür mirasını devrederken günümüzün her türlü teknolojik imkanından da yararlanmayı bilen nadir kurumlardan birisi olmuş Sümhoter.

Bu arada belirtmekte fayda var dernek 2010 - 2011 sezonunu 16 Ekim'de açıyor. Salı, Perşembe ve Cuma günleri 14:00 - 18:00 arasında dernek merkezinde yapılacak kayıtlar sezon açılışına kadar devam edecek. 
Dernek merkezi Hatay'dan Bozyaka SSK Hastanesine giden yol üzerinde yer alan kebapçıların tam arka sokağında yer alıyor.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...