Ana içeriğe atla

Yukarıdan İzmir

Hava muhalefeti bakımından şanslıysanız İzmir Adnan Menderes Havaalanı'ndan kalkan bir uçakla İzmir'in nefis manzarasını doyasıya izleyebilirsiniz.
 
Gaziemir'den kalkan uçaklar genelde Karşıyaka yönüne yani kuzeye doğru kalkışlarını gerçekleştirirler. Uçağın sol koridorunda cam kenarında oturanlar Karaburun'a kadar nefis bir İzmir manzarasını izlemeye koyulurken, uçağın yükselmesi Bergama üstünde sona erer. Azıcık harita bilginiz varsa ya da yön duyunuz kuvvetliyse önce semt semt sonra da ilçe ilçe güzel İzmir'i seyre dalarsınız.
 
İzmir Körfezi'nin aslında ne kadar dar bir geçitle iç körfeze geçiş yaptığını, dış körfezde yer alan kuş cennetini, Foça'nın kıvrımlarıyla ünlü koylarını, Aliağa'yı, adalarıyla birlikte Dikili'yi hemen ayırt edebilirsiniz. Uzakta olmadığı aşikar Midilli adası aslında Dikiliden yüzerek geçebileceğinizi sandığınız kadar yakın gelir size. Bergama'nın yaylarının teşilliği, Menemen ovasının parsel parsel tarlaları İzmir'in sandığınız kadar da beton yığını olmadığını hatırlatır.
 
Yine şanslıysanız ve dönüş yolunda sağ koridor cam kenarında oturuyorsanız bu defada Narlıdere üzerinden, Efemçukuru, Gödence, Kavacık manzaralı yolculukla inişe geçersiniz. Gümüldür'e varmadan dönüş manevrası yaparak rotasını Torbalı'ya doğru çeviren uçak bu defa da iyice alçaldığında Oğlananası ve Pancar gibi yerleşim ve sanayi bölgelerinin güzelliklerini sunar size. Ve en sonunda piste değen tekerlekler güzel yuvanıza kavuşturur sizi.
 
Bütün bu yolculuk aslında İstanbul yönüne gidişlerin ve dönüşlerin rotasındadır. Ama istatistiklerde bu rotanın en fazla kullanılan rota olduğu yönündedir.
 
Gönül isterki bir gün balonla İzmir'i karış karış yukarıdan inceleyelim. Kim bilir belki bir yatırımcının aklına balonla İzmir turu gelir...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...