Ana içeriğe atla

Efe Yüreği'nin Düşündürdükleri

Geçtiğimiz günlerde Hasan Celal Güzel'i, Atçalı Kel Memed hakkında ithamları yüzünden mahkemeye veren Ege Efe Kültür Derneği'nden bahsetmiş ve derneği yeni yayına başlayan "Efe Yüreği" isimli dergiden bahsetmiştim. 

İlk sayısının reklamı yapılmadığından haberim olmadı ve bayiden alamadım ancak internet üzerinden derginin okuma fırsatı buldum. İkinci sayısını ise bayiden satın alarak okudum. 

Şimdi görüşlerimde sıra... 


Peşinen böyle bir dergi çıkartma girişiminde ve cesaretinde bulundukları için derginin fikir babalarını ve emekçilerini tebrik ediyor, teşekkürlerimi sunuyorum. Çok büyük bir eksikliği gidermeye çalışıyorlar. Konuya ilgi duyan herkesin sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Ancak elbetteki eksik noktalar ve kaygılarım var. 

Derginin çıkarılış amacı; Zeybeklik ve Efelik konusunda kamuoyunu aydınlatacak tarafsız bir yayın ise eleştirilerim farklı olacaktır. Ancak dernek olarak kendi yayın organını ve kendi medyasını oluşturmayı hedefliyorsa farklı görüşlerim olacaktır. Açıkçası ilk iki sayıdan edindiğim intibah iki amaç arasında kararsız kaldıkları yönünde. Her ikisini de bir arada yürütmek çok hassas bir konu. Bu yol tercih edilecekse o zaman tabana hitap eden bir yayın olmayacaktır. Haliyle bende meraklı bir takipçisi değil denk gelirse okuyacağım bir okurları olarak kalacağım. Benim gibi konuya ilgi duyan bir çok okuyucusu da bu yolu seçecektir.

Derginin tabana hitap etmesi ve ülkede Zeybeklik kurumuna ilgi duyanların takip edebileceği bir dergi olması gerekir diye düşünüyorum. İşte o zaman büyük kitlelere hitap edip, gerçekten büyük bir boşluğu doldurabilir. Bu durumda tüm camianın bu dergiye  gerek abonelikleri ile gerek reklamları ile gerekse de editöryal katkıları ile destek olması gerekir. Araştırma yazıları, tarihi belgeler, resimler, güncel gelişmeler, Zeybeklik kurumunu felsefesi, sosyolojik gelişim, .... gibi konulara ağırlık verilebilir. 

İlk iki sayıda çok güzel araştırma yazıları, çok başarılı köşe yazıları bulunmasına rağmen, sayfa sayısının artması için yapılmış çok sayıda dernek haberleri rahatsız etti beni. Güncel haberlere ve gelişmelere elbette yer vermeliler ancak bunları tüm sivil toplum kuruluşlarına yer vererek ve daha derli-toplu bir bölümde yapabilirler. 

Derginin her sayısı için bir içerik toplantısı yapılıyor olmalı. Köşe yazarları birbirlerinin yazılarını daha önceden mutlaka okumalı, editör eğer yazılarda  paralellik varsa mutlaka müdahale etmelidir. Çünkü birbirine benzer düşüncedeki kişileri aynı konulara değinmeleri, defalarca aynı şeylerin okunmasına neden oluyor. Ayrıca köşe yazarlarını çeşitlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Konuk olarak geldiği belli olan bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin kaleme aldığı yazılarının da kendi kurumlarının reklamı gibi olması çok sürekli olmamalı. 

Birde sayfaların mizanpajı ile ilgili naçizane eleştirim olacak. Sayfa büyüklüğü A4 ebatında olduğundan yazı boyutları ve resimler haliyle büyük oluyor. Ayrıca dergi de kocaman bir dergi oluyor. Halbuki çantada taşınabilecek boyutlara inseler çok daha fazla etkili olabilirler. Bunun başarıya ulaşmış örnekleri mevcut.

Fark edildiyse şu ana kadar yazılmış hiç bir konuya ve yazıya bir yorum yapmadım. Bakış açısının farklılığı, bugüne kadar pek kimsenin dile getiremedikleri bazı gerçekleri dile getirmeleri çok hoş. Yazılarının doğrulukları yanlışlıkları olabilir. Bu çeşitlilik arttıkça daha zevkli bir durum haline gelecektir.

Yine de derginin biraz zamana, ekibinde biraz tecrübeye ihtiyacı var gibi görünüyor. Bir kaç şansı daha hak  ediyor konu itibari ile. Umarım bu yazıdaki kaygılarımız itibar görür. Başarılar diliyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...