Ana içeriğe atla

Çiçeğin Kenti Seni Çağırıyor

22-25 Nisan tarihleri arasında 14’üncüsü düzenlenecek olan festival için Bayındır’da şimdiden hummalı bir çalışma var.

Dev bir organizasyon ile gerçekleştirilecek olan çiçek festivalinde ilkler yaşanacak.

Farklı sürprizlerin yaşanacağı festivale çok sayıda önemli konuk ve ziyaretçilerin gelmesi bekleniyor...

Ekonomide hamle yapan Bayındırlı çiçek üreticileri, bu yıl daha iyi iş fırsatları yakalayacaklarını düşünüyor.

Bu önemli organizasyonda boy göstermek isteyen çiçek üreticileri festival alanında yer bulma yarışında. Uluslar arası vitrine çıkmak isteyen firmaların aşırı talebi bu yılki çiçek festivalinin oldukça hareketli ve renkli geçeceğini gösteriyor. Türkiye’nin çiçek deposu olan Bayındır’da 7’den 70’e herkes festivalin iyi bir ortamda kutlanması için yoğun emek harcıyor.

Dünya’nın en verimli ovalarından biri olan İzmir, Küçük Menderes'te kurulan Bayındır, tarihi ve çiçek kokulu doğal güzellikleriyle insanı cezbeden bir kenttir.

İlçe, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşuyla yaşıt. Hitit, Frigya ve Selçuklu gibi nice uygarlıklara ev sahipliği yapmış.

Efsanevi Kral Yolu’nun en önemli bağlantı noktalarından biri olan Bayındır, tarihten bu güne bize göz kırpan yapılarıyla Anadolu’nun has bahçelerinden biri olduğunu her fırsatta anlatır.

Osmanlıdan bu yana çiçekçilikle ilgilenen Bayındır, son yıllardaki üretim artışı ile süs bitkileri üretiminde birinci sırayı almıştır. Milyonlarca çiçek, yüzlerce üretici Bayındır’ın bu eşsiz özelliğinden ilham almakta ve bu güzide meslekten geçimlerini sağlamaktadırlar. İlçe nüfusunun önemli bir çoğunluğunun geçim kapısı olan çiçekçilik sektörü, ilçe için bacasız sanayi oluşturmuştur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...