Ana içeriğe atla

İzmir Sarmaşığı Selluka



Yeniden merhaba


Güncel bir haber kaynağı olmadığımız için tekrar merhaba demeye gerek var mı o da muamma ama ilk 10 yıl oldukça hızlı gittikten sonra biraz yavaşlama sonra da durma dönemi yaşayınca, uzun bir aradan sonra kaleme alınan bu yazıyla birlikte bu ihtiyacı hissetik.  


İzmir'e ait birşeyleri kent dağarcığına katma hayalimiz ile 15 seneyi geride bıraktık. Bir iki kelime bile katkımız olduysa ne mutlu bize.

 

İşte bu hayalle neredeyse 10 yıldır Selluka üzerine bir yazı kaleme almayı istiyorduk. Ancak o kadar az kaynak var ki, her denememizde doyurucu bilgiye ulaşamadığımız için öteliyorduk. Hala öyle doyurucu bir bilgiye sahip değiliz ancak artık ötelemenin de bir faydası olmayacağı aşikar.

Sellukayı aynı zamanda Zülf-ü Aruz, İzmir Sarmaşığı, Salyangoz Çiçeği gibi isimlerle de biliyoruz ama bilimsel adı Vigna Caracalla olarak literatüre girmiş. 

Selluka kelime anlamı olarak Rumca'da Salyangoz demek. Yani Salyangoz Çiçeği aslında alternatif bir isim değil çiçeğin Türkçesi. İzmir'in 30 yıl öncesine kadar bahçelerini süsleyen güzel kokulu baklagiller familyasına ait bir sarmaşık türü. Ancak kontrolsüz ve plansız şehirleşmenin kurbanlarından birisi de aynı zamanda. 

Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü'nden Betül Kuş ve Hakan Geren'in, Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi'nin 2021 Ağustos sayısı için kaleme aldıkları makaleyle olabilecek en geniş bilgiye erişebiliyoruz. 

Ancak öyle kıt kaynaklar var ki onlar bile makalesinin sonuç bölümüne şu şekilde not düşmüşler; 

"Çalışmada şu sonuçlara ulaşılmıştır. Selluka yetiştiriciliği ile 

ilgili çok az bilimsel kaynak olduğu saptanmıştır. Bitki, İzmir 

koşullarında gerek sera, gerekse açık ortamda rahatlıkla 

yetiştirilebilmektedir. Tohumlarında yüksek oranda sert 

kabukluluk olması nedeniyle çimlenme sorunu bulunmaktadır, 

ancak bitkinin sap kısımlarından alınan çeliklere hormon 

uygulaması sonucunda başarıyla fide oluşturulabilmektedir.

Çiçeklerinin olağanüstü koku salması nedeniyle parfüm endüstrisi 

için yeni bir kaynak oluşturabileceği dikkati çekmiştir. Sellukanın 

tarla koşullarında ve en az iki yıl süreyle denenmesi, diğer 

disiplinlerle (parfüm endüstrisi, vb.) ortak çalışmaların da 

yapılması kanaatine varılmıştır."


Çoğu kaynakta sıcak iklimi ve suyu çok sevdiği belirtilen bu sarmaşık türünün, kokusunun neredeyse bütün mahalleyi kapladığı belirtilmekte. 

Bazı botanik ile ilgili işletmelerde tohum ve fidesinin satıldığı görülse de genel ve kabul edilen görüş, tohumdan çimlendirme yapmanın oldukça güç ve düşük ihtimalli olduğu yönünde. 

Zaten plansız ve hızlı şehirleşmenin etkisi ile 30 yılda görülmez hale gelmiş olan güzel kokulu sarmaşık, eğer yerel yönetimler ve üniversitelerin ilgili bölümleri tarafından dikkate alınmazsa yok olmaya mahkum olacak. 

Daha da güzel şeyler yazabilirdik ama bulamadık maalesef o yüzden size yapay zekanın yazdığı bir şiirle veda edelim. 


Bahçemde açan Selluka,

Mis kokusuyla sarar etrafı.

Her sabah güneşle buluşunca,

Renkleriyle boyar dünyayı.


Yaseminle yarışır kokusu,

Sarı, mor, beyazın ahengi.

Göğe uzanan dallarında,

Bir huzur, bir neşe sanki.


Toprakla dans eder kökleri,

Sevgiyle beslenir her çiçeği.

Selluka, baharın habercisi,

Doğanın en güzel heykeli.


Kaynakça : Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi'nin 2021 Ağustos sayısı| Betül Kuş ve Hakan Geren,  Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü | 1615998


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...