Ana içeriğe atla

İzmir Hayaletleri

"Smyrna'nın bütün sokakları denize götürürdü insanı; denize paralel uzanan sokaklarda bile, adım başı sokağı dik kesen yan sokaklar, daracık geçitler insanı yolunu değiştirmeye davet eder, burnuna iyot kokusunu, kulağına suyun hafif çalkantısını üflerdi."

Loren Edizel'in ilk kez 2008 yılında yayımlanan ve övgüyle karşılanan İzmir Hayaletleri isimli romanı, Delidolu Yayınları'nın gözden geçirilmiş yepyeni baskısıyla edebiyatseverlerin beğenisine sunuluyor. 



İzmir Hayaletleri, Birinci Dünya Savaşı'ndan Kurtuluş Savaşı'na uzanan, pek çok karakterin ve farklı tarihi olayın iç içe geçerek çok katmanlı bir hikâyeye dönüştüğü; kent tarihi, komşuluk, kültürel miras gibi sosyal temalardan esinlenilerek yoğrulmuş girift bir roman. 

Jakob, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti için savaşmaya Şam'a gönderilir ve bir daha da kendisinden haber alınamaz. İzmir'in orta halli mahallesi Aya Katerina'da yaşayan ailesi tüm çabalarına rağmen ona ne olduğunu hiçbir zaman tam olarak öğrenemez. Önce annesini şimdi de babasını kaybeden Niko, büyükannesi Mari, dâhilikle delilik arasında gidip gelen amcası Polikarp ve ressam halası Elena'yla birlikte büyür. Bu çok dinli ve çok dilli dünya içinde olup biten her şeyi hafızasına işleyen, kendini her an tekinsiz bir atmosfer içinde bulan Niko, yaşadığı duygusal sarsıntıdan kurtulmaya çalışırken kendini tarihin tozlu sayfalarında bulur…

Levanten yazar Loren Edizel'in, İzmir'in çok kültürlü kimliğinden ilham alarak kurguladığı, yüzyıllar boyunca birbirine karışarak bir bütüne dönüşen hayatlara, kimliklere, dillere ve kültürlere değinerek benzersiz bir edebiyat deneyimine imza attığı bu roman, Roza Hakmen'in titiz çevirisiyle Türkiye'deki okurlarla buluşuyor.

"Kaybolmuş bir şehre, insanlarına ve her şeyden çok bir zamanlar şehre hayat vermiş, biçimlendirmiş, sonra da yok olmuş bağlarına dair etkileyici ve duygu dolu bir roman." 
-Carole Giangrande, Yazar-(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 296
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: DeliDolu

Kaynak: D&R

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...