Ana içeriğe atla

Tutunamayan Köşeler

İzmir'in belli başlı köşeleri vardır yıllardır hiç bir mekanın tutunamadığı.

Nedendir bilinmez yanındaki veya karşısındaki mekanlar salon balkon ayakta oynarken, büyük yatırımlar ve ümitlerle açılan bu köşeler bir türlü istediği hamleyi yapamaz.

Örnek olarak verebileceğimiz ilk köşe; Gül Sokağı'nın Kordon'da biten köşesi. Son on yıl içinde her yıl el değiştirdi, neredeyse her türlü işletmeye döndü ama tutunamadı. En son Like adı ile hizmet veriyor ama tutunamayacağı aşikar çünkü işletmecisi bile defalarca değişti. Ayrıca hizmet kaliteleri yerlerin altında. Mustafa Bey Caddesi'nin, Plevne Bulvarı ile kesiştiği köşe de aynı şekilde. 30 yıl önce marketti, sonra Asburger oldu, Bonjour olarak uzun yıllar hizmet etti, sonra değişe değişe günümüze geldi.

Bir başka köşe; Kıbrıs Şehitleri Kebapçılar Sokağı'nın sonu. Yani Gündoğdu'ya çıkan bölgede köşe dükkan yıllardır her türlü yatırımı yaptı, bakkaldan, büfeye, restauranttan meyhaneye her türlü girişim yapıldı ama maalesef bir türlü olmadı. Hani sokağa iskemble atsan para kazanırsın dedikleri yerlerden ama olmadı mı olmuyor işte.

Kale arkası Yaşar Holding'in karşı sırası aynı makus talihi çeken bölgelerden birisi. Buraya lokantalar, dershaneler, kafeler vs denendi ama bir türlü olmadı. Biraz ilerisinde yemek mekanları müşterilerini oturtmak için ayakta bekletirken bu taraf bir türlü dikişi tutturamadı.

Çankaya'da da eski itfaiye'nin karşısında her seçim zamanı seçim bürosu olan ondan sonra kısa dönemlerle bazı işletmelerin açılıp kapandığı bir kaç bina daha var.

Neden diye sormadan edemiyor insan?
Binanın mı enerjisi düşük, konumun mu incelenmesi gereken konular bizce.

Aklımıza takıldı dikkat ederseniz sizin daha fazla örneğiniz olacağını göreceksiniz.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...